16 Nisan 2010

40 Çıkarma

Uykusuzluk, stres, panik. İlk 40 gün mutluluğumun gölgelenmesine neden oldular. Aslında ne harika ne muhteşem duygu anne olmak. Ama bebeğiniz kolik sancıları çekip gün boyunca ağlarsa sakin olamayıp üzülmeyeyim anne olmanın keyfini ve mutluluğunu süreyim de diyemiyorsunuz. Sürekli ağlayan bir bebek ve ne yapacağını bilemeyen insanlar olarak şaşırıp kalıyorsunuz. Annem ve kayınvalidem vardı ilk günlerimde yanımda. Annem bebek bakımı konusunda çok tecrübelidir ama ilk defa böyle bebek görüyorum hiçbir şey çare etmiyor diyerek pes etti sonunda. Kayınvalidem de stres içinde elinden geleni yapmaya çalıştı ama ne çare. Öyle böyle derken günler akıp geçti. 40 çıkarma seansından sonra daha bir olgun daha sabırlı bir anne oluverdim sanki. İşte insan beynini şartlayınca 40 güne sonrasında bir rahatlama oluyor. Keşke 15-20 gün olsa ama vucüt, hormonlar ve bebeğin dünyaya alışması için 40 gün gerekiyor belki de.

Her zorluk biter elbet bir gün. Ama o zamanlar geçecek bitecek gibi düşünceler gelmiyor aklınıza. Neden böyle oldu, hep böyle mi olacak da takılıp kalıyor insan. Hep 40 gün diyorum ama ilk 3 ay gerçekten zorlu bir süreçti bizim için. 5. ay da katı gıdalara başlayınca ancak kendimize tam olarak geldik. Ama yine en zoru ilk 40 gündü, çünkü şaşırmıştım, birden bu kadar sorumluluk yükleneceğimi kestirememiştim.

Bebek doğacak annem, kayınvalidem bakacak ben seveceğim sanmıştım sanırım. Ama annemin ve Nimet annemin başka şehirde olması, onların da sorumlulukları olması nedeniyle 20. gün de yalnız kaldım. Kolik belası,babamızın işe dönmesi yalnız anne ve kolikli bebek olayına 2 gün dayandım ve annemlerin peşinden gittim. Bir 20 gün oralarda kaldım. Tuna’ma bakacak ablamızla anlaştığımız tarihte eve geri döndüm. Ablamızla beraberken en azından karnımı doyurup, evde bir şeyler yapar hale geldim. Yine iki kişi olmamıza rağmen zorlanmıştık. O günler geride kaldı. Şimdilerde ikisi birlikte gayet huzurlu ve mutlu zaman geçiriyorlar. Şu kolik olmasa ne kadar rahat olurdum onu düşünürüm hep.

Doğum ve sıkıntılardan bahsedince aklıma Elif Şafak’ın “Siyah Süt” kitabı geldi. Gerçekten eğlenerek okumuştum, önerilir…

Yeşilliklere çıkıp rahatlama seanslarımız :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails