Her zorluk biter elbet bir gün. Ama o zamanlar geçecek bitecek gibi düşünceler gelmiyor aklınıza. Neden böyle oldu, hep böyle mi olacak da takılıp kalıyor insan. Hep 40 gün diyorum ama ilk 3 ay gerçekten zorlu bir süreçti bizim için. 5. ay da katı gıdalara başlayınca ancak kendimize tam olarak geldik. Ama yine en zoru ilk 40 gündü, çünkü şaşırmıştım, birden bu kadar sorumluluk yükleneceğimi kestirememiştim.
Bebek doğacak annem, kayınvalidem bakacak ben seveceğim sanmıştım sanırım. Ama annemin ve Nimet annemin başka şehirde olması, onların da sorumlulukları olması nedeniyle 20. gün de yalnız kaldım. Kolik belası,babamızın işe dönmesi yalnız anne ve kolikli bebek olayına 2 gün dayandım ve annemlerin peşinden gittim. Bir 20 gün oralarda kaldım. Tuna’ma bakacak ablamızla anlaştığımız tarihte eve geri döndüm. Ablamızla beraberken en azından karnımı doyurup, evde bir şeyler yapar hale geldim. Yine iki kişi olmamıza rağmen zorlanmıştık. O günler geride kaldı. Şimdilerde ikisi birlikte gayet huzurlu ve mutlu zaman geçiriyorlar. Şu kolik olmasa ne kadar rahat olurdum onu düşünürüm hep.
Doğum ve sıkıntılardan bahsedince aklıma Elif Şafak’ın “Siyah Süt” kitabı geldi. Gerçekten eğlenerek okumuştum, önerilir…
Yeşilliklere çıkıp rahatlama seanslarımız :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder